Savaş ve Barış
Bundan önceki makalemde Gemi Yapımı Ve Gemi Yapımında Tut’un yeri başlığını taşıyan yazıyı okuyan okuyucular gibi Tut nire Gemi nire dediklerini kulakımla duydum sanki! şimdide bu yazıyı okuyanların Karkov -Karkiv nire Tutlu Alinin oğlu
Mehmet nire dedikleri safhaya geldik.
Bu iki şehir, savaş ve barış gibi ne kadar tezat bir durum ihtiva ettiği birisinin Polonyada, diğerinin Ukraynada, birisinin ülkenin kuzeyde, diğerinin ülkenin güneyde, birisinin savaş sanayisinin diğerinin kültür ve sanat şehiri merkezi, birisinin UNESKO Avrupa Kültür Başkenti diğerinin Avrupa Savaş Başkenti olması gibi karşıtlığı coğrafi ve beşeri olarak kesin çizgilerle
belirtilsede bu kesin çizgileri nötürsüze eden ortak yanlarıda bulunmaktadır.

Her ikiside idari merkez, her ikiside ırmak kenarına kurulmuş, her ikisininde nüfusu yaklaşık olduğu gibi her biri ülkesinin ikinci ve üçüncü büyük şehirleri,İsimleri benziyor Mehmet ve Ahmet gibi ha Karkov ha Karkiv işte bu benzerlik beni yanılgıya düşüren en büyük etken Tutlu Alinin oğlu Mehmedin bu şehirlerden birisine yolunun düşmesi, benim ise bir Tutlunun izlerini takip etmem benide bu şehirlere gelmeme, tanımama vesile oldu. Sizleride ben tanıştırayım istedim.
Tutlu Ali oğlu Mehmet;
Hala devam eden ‘’savaşlar neredeyse İnsanlık tarihi kadar eskidir’’ deyiminden, insanların kendilerinin karışıklıklara ve isyanları neden oldukları, çıkarcı ve ihtirazlı politikalarının neticesi olduğu gerçeği, şimdiki gibi birinci dünya savaşı devam ederkende aynıydı. Çanakkale geçilmemiş, Galiçya ve Kafkas Cephesinde başarılar kazanılıp kayıplar veriliyor, yaralılar hastanelerde tedavi ediliyordu, yitip giden canlar, öte yandan esirler de cebası idi. imkanını bulan kaçıyordu eğer yakalanırsa bir daha kaçıyordu. Ayakta çarık, üste ki püskümüş kaputun çıkarılmasına, Anadolunun işkal edilmesine daha 6-7 yıl
vardı.

İşte, Ali oğlu Mehmet’de bu 50 kişi arasında tedavi gören kişilerin 4.sıra kayıdında Malatya sancağı Besni Kazası Tut Nahiyesi ibaresi ile yeralmaktadır. Akibeti konusunda Tut’a dönmüş mü yoksa dönemeden yollarda telef olmuş mu? yada Krakovda mı kaldığı bilemediğimiz gibi, 1842 tarihli nüfus kayıtlarına göre; Ali Efendi, ŞeyhAli, BodulAli, MehmetAli, CuraTopalAli, TopalAli, KöçekMehmetAli, DavalAli, MayısAli, İbişAli, MollaAli, AlabaşAli, AliKoca, MestancıAli, KabakAli, NalAli, TüysüzAli, KörMehmetAli, ÇobanAli, DeveciAli isimli Alilerin hangisinin oğlu Mehmet olduğunuda bilmiyoruz!ancak bunu büyüklerinden dinleyen dedelerinin nerede savaşmış olduğunu bilen aileler yada kişiler bir fikir sahibi olabilirler.

Ben ise; Ukrayna savaş ı baş layıp Karkiv(Harkov) bombalandığı vakit içimede ki şevkat küllenmiş korlar halinde alevle
dönüşüp, tutuşmaya başladı. Kirkiv’e her bomba düştüğünde bir Tutlunun hata Tut’un başına düşmüş gibi his ettim halada öyle diken üstünde gibiyim. Bir sağlık merkezi iken insanlara iyilik dağıtan sağlık merkezi nasıl bombalanırdı ki hala hastahaneler bombalanıyor. Nasıl bir Tutlunun tedavi gördüğü sağlık merkezi bombalanırdı! bir burukluk ve kırıklık Karkiv ile Karakov şehirlerini karıştırmama bu savaş psikolojisi sebebiyet vermişti. Şimdi geri makalenin başındaki savaş ve barış tezatına dönersek, Sahi ne fark eder NakıpAli mi PatAli mi TıtAli mi KorAli nin mi Mehmedi olup olmadığı, Savaşın zararlarının en ücra noktalara kadar sirayet ettiği Tutlu Alinin oğlu Mehmet üzerinden anlamamıza yeter de artar bile.
Ha karkiv Ha Karakov! Ha ukrayna Ha Suriye, hırs ve hınç insanlık içindeki insan öldürünce, savaş da kaçınılmaz oluyor.
Barış dolu bir dünya dileğiyle
30/10/2022/Bocholt.