Son Dakika Haberler

ANEKTOD

ANEKTOD
Okunma : 1.945 Kere okundu Yorum Yap

Anekdot günümüzde konuşmuşluk gibi yapan ülkeyi yönetmeye talip olanlar için yazıldı. Vaat edemedikleri ama üzerinden geçindikleri toplumun birkaç aylık meydan laflaması ile geçen canileşmiş siyasallaşmanın tekelinde süregelen istismarların;  bireyleri, toplumu da zora sokan ama hiçbirinin konuşamadığı ülkemde birçok şeyin taraf tutmadan fark gözetmeksizin gönlümüzde milletçe dilediğimizi konuşan Muhsin YAZICIOĞLU’nun dilinden sözler olmalı artık.

‘’Biz ödedik! En ağırlarını ödedik. Bende birçok arkadaşım gibi 10 yıla yakın cezaevinde kaldım. Beş buçuk yılı hücrede geçti. Günlerce gözlerimiz, açılmadan cereyana verilip işkence gördük. Sonra dediler ki; bize sizin hiç suçunuz yok çıkın dediler bize. Bir gün bile ceza almadım ben. Ne kaderime küstüm, ne de devletime küstüm. Çünkü inanmak iman etmek varsa bir şeye;  bedel neyse ona da katlanırım. Yarabbi kahrında hoş, lütfünde hoş dedik.

Doğulusu, Batı’lısı, Kuzey’lisi, Güney’lisi, Karadenizlisi,  Akdenizlisi hepimiz ezanımızla, bayrağımızla özgür yaşamayı sağlamak. Aranızdaki fitneyi, fesadı her türlü ortadan kaldırmak.

Birlik olalım dedik kimin birliği! Benim partimdekilerin birliği değil; olsa ne yazar. Ülkücülerin birliği değil, olsa yetmez. Ben doğulusu, batılısı, kürdü, Türkmenli, Alevisi, Sünnisi,  bu mübarek toprakta ezan sesiyle ve al bayrağın altında bir olsun istiyorum,  beraber olalım diyorum. Birlikte mutlu olalım diyorum.

Hep şehit olunca alkışlanan sonra unutulan Anadolu insanı da devletin kapısında adam muamelesi görsün. Hangi iktidar olursa, olsun doğrusuna doğru derim, yanlışının karşısında dururum. Düşmanım olsa iyi şey yaptığı zaman bunu doğru yaptı diyecek kadar yürekliyimdir bu konuda. İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok. Ben fırıldaklık istemem…’’

İşte bu denli millet dilini konuşmak, milletçe konuşulması gerektiğine inanıyorum. Bugün huzuru kaçan toplumun asgari ücretliye, memura, emekliye, taşerona vs… faydası olacaktır. Huzuru zuhuriyette arayan bireylerin yetiştiğine işaret etmektedir. Artık yeni şeyler söylemek lazım…

‘’Zindanmış bu karanlık oda

Ne gam!

Bana imanımın ışığı yeter…

Ellerim mi kelepçelenmiş arkadan?

Tutsak edilemez ya düşünceler!

Paslı kilit demirlerle çevrili

Olsa da odam.

Sınır tanımaz hayaller.’’

(Muhsin YAZICIOĞLU)

 

                                                                                                     YAZAR

                                                                                             GÖKHAN DOĞAN