ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlıyacaktı.
Çanakkale savaşları bittiğinde, dünya Hasta Adam’ın Son büyük başarısını konuşmaktadır. Bu beklenmedik başarısının ardında bir osmanlı subayının adı gizlidir. O genç subay, bir ulusu iki kere kurtaracak olan Mustafa Kemal Atatürk’tür.
19 mayıs 1919 da işkal altındaki bir Karadeniz kasabası olan Samsuna çıktığında gelecekte kendisini ölümsüzleştirecek olan büyük bir girişimin ilk adımlarını atmış 1912- 1922 yılları arası Anadolu’da Olmaz denilenin gerçekleştiği yıllar olmuştur.
20. Yüzyılın emperyalist devlerine karşı bir ulus başkaldırmış ve bu bağımsızlık hareketi Mustafa Kemal liderliğinde yürütülen bir direnişle başarıya ulaşmıştır.
Anadoluda 20. yüzyılın başlarında 600 yıllık yaşlı bir çınar yıkılırken, düşünceleriyle ve uygulamalarıyla bir lider 21. yüzyıla
taşımayı başaracak yeni ve çağdaş bir devletin temellerini atmıştır.
Bir yandan Türk ulusunun, Batı’nın siyaset ve ekonomik zorbalığına karşı silahla savaşarak ve öte yandan Doğu’nun Dinsel, sosyal ve siyasal baskısına karşı büyük bir devrim yaparak ulusal egemenliğe dayalı cumhuriyetçi, Halkçı, laik bir devlet kurmuştur.
TÜRKİYE DEVLETİ’NİN HÜKÜMET BİÇİMİ CUMHURİYETTİR.29 Ekim 1923.
Cumhuriyet Ulusal onuru örselenmiş bir ulusun, ulusal onurunu onarmaktır.
Ne diyordu şair; Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.
Ne afyonu bir yıldız gibi tüm anadoluda parladı.
«Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…»>
95. KUTLADIĞIMIZ BU CÜMHURİYET HEPİMİZİN
CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Cumhuriyet kuruldu Fakat bir eksik daha vardı. Bu Aziz milletin bir de marşı olmalıydı.
Hasta yatağında İstiklal marşı bir daha yazılsa, diyen bir ziyaretçisine; Allah bir daha bu millete istiklal marş yazdırmasın diyen Mehmet Akif’ in işte o dizeleri. Korkma Sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak…!
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)