Tut Platformu Genel Sekreteri Niyazi Turan tarafından ilçede kurulan pazar hakkında önemli bir açıklama paylaşıldı.Tüm Tutluların okuması gereken bu açıklamayı sizlerle paylaşıyoruz.

Tut Platformu Genel Sekreteri Niyazi Turan;

YANGIN DEVAM EDİYOR,İLK ÖNCE KURTARILACAK!

Yaşadığım veya ulaşabildiğim semt veya kasabada gezi planımın bir numarası her zaman pazaryerleri olmuştur. Bizim Tut’takiler hariç, pazarcıları pek sevmediğim halde bile pazaryerlerinin envai çeşit mis kokusu, renkliliği, canlılığı, hem ürün hem insan çeşitliliği ve sürpriz karşılaşmalara sahne oluşu gibi çok sayıda sebepten bu özel mekanlar ve ortam, çok sayıda ahlaksız pazarcılara rağmen o yaşam bölgesinin en cazip merkezi olagelmiştir. Alışveriş ihtiyacı olsun olmasın, o hafta pazaryerinin en azından ve mutlaka içinde bir tur atmayı rutin ibadet gibi yerine getirmezsem haftayı buruk kapatmam kaçınılmazdır; sevdiği takımı maç kaybedince haftayı nasıl kapattığını hatırlayanlar bu duyguyu iyi bilirler.
Anadolu’nun bazı bölgelerindeki güzel bir deyimi aklın bir köşesinde ara ara çınlatarak pazaryerini gezmenin ayrı bir tadı olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
KİTLİ PAZAR! Haftanın bildiğimiz son günü olan, Cumartesi’den sonra gelen Pazar günü ile kasabadaki alışveriş pazarının kurulduğu günün karışmasını önleme adına yaratıcı zekasıyla Anadolu insanının bulduğu deyim. Kamu kuruluşlarının ve bazı esnafın tatil-izin yapıp işyerinin kapısını kilitlemiş olduğu haftanın son günü olan Kitli Pazar ile; kasabada çoğunlukla haftada bir alışveriş için kurulan, ‘sadece’ Pazar.. Kitli Pazar bütün Türkiye’de ve dünyanın çok sayıdaki ülkesinde aynıyken Tut’un pazarı Cuma günüdür mesela, bir başka kasabanın/semtin Salı, Çarşamba vs..
Denecek odur ki, Kitlemesiz Pazarlara söylenecek bir lafımız yoktur. Lafımız olmayışından öte gereklidir ve hem de çok sevimli bir cıvıltı halidir.
Bu sevimli ve her hafta mutlaka içine girmekten kendimi alamadığım Cuma Pazarı, kendini yeni yeni toplamaya başlayan Tut ekonomisinin ciğerine saplanmış çok tehlikeli bir virüs ya da “delik cebidir.” Süründüğüm yerden yeni yeni doğrulma hamlelerim başlamış; kan-ter içinde üst üste koymakta olduğum taşlar her hafta Cuma günü, herkesin gözleri önünde dozer dayayıp yerle bir edilmektedir. Toplama çıkarma bilen her Tutlunun şu andan itibaren bu konuyu birincil meselesi yapıp tavrını göstermesinden başka yol yoktur. Hır-gür çıkarmak değil; yukarıda belirttiğim ve başka yerlerde denk gelmediğim son derece kibar, daha da fazla ahlaklı pazarcı esnafına söyleyecek tek olumsuz sözümüz olmayacağı gibi devam etmelerine izin verildiği sürece hepsi de bizim çok değerli misafirlerimizdir.
Tutlunun binbir zahmetle öyle veya böyle ürettiğinin karşılığı paranın, her hafta, her hafta, bir sonraki gene hafta, gelecek hafta gene olmak üzere, dağdan inen eşkıyanın torbalarına doldurup doldurup götürmesinden tek farkı silah zoru, yaralama, öldürme değil de, gönüllü soygun ile uçup gitmesidir. Ameliyat edilip kanı durdurulan yaralının hastaneden çıkar çıkmaz göğsüne bıçağı saplamadan farkı ne bunun? Yaralıya yazık, doktora yazık, hastane personeline yazık, çekilen acıya yazık, heba edilen kaynaklara yazık ve afedersiniz, aymazlığın bu kadarına yazık değil, çüş!
Tut ve köyleri dışında ikamet eden esnaf ve üreticinin, pazaryerinden “derhal-acilen” çıkarılması gerekiyor. Mevcut durum azgın bir yangın ve oluk oluk kan kaybının sürmesi halidir; cinayettir! Canla başla çalışan Belediye Başkanımızın, Tut Platformu ve halkımızın, esnafımızın sarsılmaz desteklerinin yanında olduğu bilinciyle kanayan bu yaraya müdahale edeceğine inancımız tamdır.
Bu uygulamanın başlaması durumunda görülecektir ki pazaryerimiz aydan aya daha bir zenginleşip güzelleşecek, ihtiyaçlara daha geniş çapta yanıt verecek ve hem de vatandaşa daha ucuz fiyata hizmet sağlarken, dışarı gitmeyen para kimine doğrudan, kimine dolaylı ama mutlaka Tutlunun ekonomisine dahil olup durağanlığa son verilmekle kalmayıp, gelişmenin ‘turbo vitesine’ geçilmiş olacaktır.