Son Dakika Haberler

TÜRKİYE-RUSYA-SURİYE

TÜRKİYE-RUSYA-SURİYE
Okunma : 1.857 Kere okundu Yorum Yap

Suriye’deki Suriyelilerin kaderi Suriyelilerin elinden alındı. İlk önce oradaki savaş bir bölgesel savaştı. Arkasından da bir küresel rekabet alanının yaşandığı yer haline geldi. Artık Suriye’deki insanlar bir araya gelip biz barışacağız deseler bile küresel anlamdaki tarafları destekleyen küresel devletler, “durun bakayım, bizden habersiz nereye gidiyorsunuz” diye buna dur diyecekleri noktaya geldi. Artık Suriye meselesinin yani bunu aşan bir sorunla karşı karşıya olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Fakat bunu yaparken de şu bahaneyi kullanıyorlar, “herkes silahını kuşanmış Suriye’ye doğru gidiyor. Suriye sınırında ‘nereye gidiyorsunuz’ dediğinizde, ben IŞİD’le savaşmaya gidiyorum” diyor. Çünkü IŞİD’i kimse savunamadığı için böyle bir düşünceleri var. Fakat bu bahaneyle “tamam IŞİD için mi gidiyorsunuz, gir o zaman”diyorlar. Fakat Suriye’ye girenin, IŞİD değil kendi hesabının peşinde koştuğunu görüyoruz. Yani bu sadece Rusya için değil diğer aktörler için de böyle. Bu bölgede var olmak istiyorlar. Bir anlamda IŞİD’i kullanarak kendi operasyonlarını meşrulaştırma çabası içinde olduklarını görüyoruz. Rusya da bunu yapıyor. Şu anda Rusya’nın operasyonlarına baktığımızda IŞİD ‘le mücadelesi yok. Aslında bir anlamda Esad kendini savunamaz hale gelmiştir. Biliyorsunuz uzun süre Hizbullah’ın, Şii milislerin ve İran’ın desteğiyle bu operasyonları yürütüyordu. Demek ki zorlandı. Hatta hatırlayalım bir ara Esad, “artık asker bulamıyorum” demişti. Şimdi baktığımız zaman Esad madem asker bulamıyor, Rusya’nın olaya direk müdahil olduğunu görüyoruz. Rusya’nın bu uğurdaki amaçlarından bir tanesi şu;  Esad’ı ayakta tutmak. İkincisi; Doğu Akdeniz’de güçlenmek. Üçüncüsü; Orta Doğu’da da etkinliğini artırmak.

Türkiye olarak Suriye Stratejisini belirleken dikkat etmemiz gereken konuların başında ensar-muhacir ilişkisi çerçevesinde yaklaşmaktır. Sonuçta kendi istekleri dışında gerçekleşen bir savaşın ortasında kaldılar. Kimseyi ötekileştirmeden bizden biri olduklarını her fırsatta göstermeliyiz. Son zamanlarda tarihte ilk defa Ortodoks ve Katoliklerin bir araya geldiği bir zamanda biz Müslümanlarında bir araya gelim kim olduğumuzu hatırlaması gerekmektedir. İnsanoğlu varolduğu sürece olimpos dağının çocukları , hira dağının çocuklarını asla kabul etmeyecektir.

Gençler olarak durmadan çalışıp ümmet coğrafyasında bulunan kardeşlerimizi tekrar bir bayrak altında; Sevginin ,adaletin,hoşgörünün ve kadim medeniyet mirasımıza sahip çıkabilmek için bir olmamız ,diri olmamız ve gönüller kazanmak için çok çalışmalıyız.