SENİ ŞEHER GİBİ GÖRDÜM UZAKTAN

Seni şeher gibi gördüm uzaktan
Yeşillikler içerisinde gelinlik kız gibi
Dutların altın rengi sanki gremzi lirası gibi
Sanarsın ki Avrupa’nın Alpleri, uzansan tutarsın sonsuz bulutları
Kartallar uçuyor sanırsın, buluttan paraşüt tarlalarını
Sanki şeher gibi gördüm seni kuşbakışı yukarıdan.
Dutların dibinde açmış pazarı peyniri, biberi, patlıcanı
Göçeber, develer ıhlamış yükleri, dillerinde şörükleri
Saklansan da ulu ağaçların gölgelediği tenhalar da
Kıraç oba evleri ele verir seni aşağı oba şahit.
Göç yolu ulaştırır seni Akça Pınar’ dan yukarı Çanakçı
Yeşillikler arasında saklı, Çarpı sıvalı toprak kokulu ulu baston evlerin
Seni şeher gibi gördüm uzaktan.
Dutların dövülmüş Dibek de, kavrulmuş küncü ile helva gibi,
Çarpma bastığa sarılmış ceviz sucuğu gibi
Kemirmiş yapraklarını İpek böceği kozadan çıkmış gibi
Çanakcı dan su içmiş karınca Katar’ı gibi
Menevişe kokuları sinmiş,
Bir sevgili gibi gördüm seni uzaktan.
Yolların virajlı kalbin buruk benzemez şehere
Terk edilmiş bir sevgili gibi uzaktan.
Mahmut Arslantaş /24/03/2015/ Bocholt de.