Son Dakika Haberler

KÜRT VE KÜRT TERİMİ ÜZERİNDEN GEÇİNMEK

KÜRT VE KÜRT TERİMİ ÜZERİNDEN  GEÇİNMEK
Okunma : 2.317 Kere okundu Yorum Yap

2015 tarihlerinde de süregelen, toplumun değerleri üzerinden şiddet misillemeleriyle geçinenler için yazılmış mesajdır. Uzun yıllardır ülkemizde refah, kalkınma programlarının önünde büyük sıkıntılar çıkaran, sadece yıkarak, yakarak ideolojik olarak hasta fikriyatın altında yatan bir oluşumdur. Zamansız koparışlar silahlanmalar toplumu tehdit eden zorbalıklarla insanları topraklarından, ailelerinden koparmıştır.  Yeni bir ırki devlet yapısına bürüneceklerini ve özgürlükler altında yatan vaatleriyle birçoğu insanı kandırmışlardır. Gündüz vakitleri gençleri, aile bireylerini evlerden çıkararak dağlara zorla sürmüş ve kendilerinin bile bilmediği sıcak koltuklarında oturup; masa başlarında bir şeyleri dinleyip anlatmaya başlayan bir yapı halini almışlardır. Bireylerin eline silahlar verilip saçma politikalar doğrultusunda öldüren ve ölen eli kanlı insanlar haline getirildiler.

Bu süreçler her zaman bizleri birçok şeyden mağdur kılmış bizimle ilişkileri olmayan kişiler ise Kürt kimliğimiz üzerinden mağrurlandırmıştır ve terör estirmektedirler. Bu konuda okullara gönderilmeyenler, eğitimden uzak tutmalar zaten kendilerini dışsallık haline getirmelerine etki etmiştir. Tabi ki kendilerini kurtarıcı olarak görenler yaşadığımız ülkemizin okullarında, fakültelerinde, sıralarında eğitimcilerden eğitimler almış ve akademik anlamda meslek sahipleri bile olmuşlardır.  Siyasi oluşumlarında Kürtçülük üzerinden geçinerek yıllarca makam araçlarından ve bu ülkenin verdiği maaştan istifade etmişlerdir. Fakat her zaman nefret, kin kusmuş Anadolu’da gencecik fidanları yok etmişlerdir. Merkezlerinde Güneydoğuda bulunan verimli insanları da sömürerek adeta toprakları dışında onları da çoraklaştırmışlardır.

 

Bölge ekonomisinde sanayileşme, eğitim faaliyetleri konusun da öteberi bir plana itilmesinde ülkeyi yöneten hükümetleri suçlayan malum grup birilerinin kuklalığını yaparak birçok değişimin önüne set çekmiştir. Eli kanlı çocuk katili Kürtlerin sorunuymuş haline getirilerek toplumda sahada yaşayan bireyleri değil kapalı parmaklıklar ardında bulunan kişiyi muhatap göstermişler ve vatandaşların devlet mercileriyle olan ilişkilerini her zaman üçüncü sıraya atmışlardır. Bunlar ideolojik sapkınlık, şahsileştirilen grup çıkarları ve en sonda samanın altından yürütülen sumen altı edilen Kürt vatandaşları olmuşlardır. Fakat her zaman toplumu ayrıştıran, bölen ve her kesime zarar veren birer kötü niyet elçileri olarak ülke bütünlüğüne kast etmişlerdir. Dağlarda askerlerimizin canlarını katl edip öldürmüş, yeri geldiğinde bölge halkı yerine düşünüp ticari faaliyetleri zorbalıklarla durduran kepenk kapattırmaya giden, sokaklarda kendilerini yüzlerini kapatarak ifade eden bireyler vasfını almışlardır. Ülkemizin vatandaşlarının cebinden çıkan vergilerle yapılan okullar, hastaneler, karakolları, yolları tahrip edecek kadar canileşmiş insancıl davranışlar göstermekten her zaman kaçmış ülkemizde iç sorunlarını tırmandıran şahsiyetsizler olmuşlardır.

Cennet vatan ülkemizde son dönemlerde özellikle yaşanan olaylar onlar dışında toplumun her kesimini ciddi manada manidar kılmış, bunun acısını bölge halkı çekmiş ve çekmeye devam etmektedir. Vatandaşların güvenliği için dışarı çıkma yasakları birçok ticari ve eğitim faaliyetlerini durdurmuş yine fikriyatsızlar yüzünden canına kast edilen birçok vatandaş zarara uğratılmıştır. Yollara açılan hendekler sıkılan kurşunlar içi boş olan vaatlerin topluma yansıması olmaktadır. İşin özüne gelindiğinde gerçekleri konuşmaktan kaçınmadan son olarak şunları yazıyorum…

‘’Ben bu ülkemde yaşayan vatanımı, milletimi seven bir Kürt olarak istediğim zaman okulda eğitim görüyorum, eşit şartlarda hiç kimseden farkım olmadan yasalar karşısında eşit olarak hak arıyor ve gerektiğinde yapılan usulsüz uygulamalar karşısında cezai yaptırımı bile fark etmeksizin kabul edebiliyorum. Bu ülkede en güzel şekilde sivil toplum faaliyetlerini gerçekleştirebilir aktif vatandaşlıkla toplum yararına iş yapabiliyorum. Bir iş yerine başvuru yaptığımda, kamu binasına girdiğimde, bir protokol üyesiyle görüşmek istediğimde kimse beni kapıda bekletip sen şu ırk veya mezheptensin giremezsin demiyor; yaptığın işte ne yapabilir ne katkı sağlayabilirsin diyor. Ülkenin hastanelerinde isteğim saatte tedavi başvurusunda bulunabiliyorum ve hiçbir grup için özel şart yok. Kendimizi geliştirdiğimiz takdirde gerek ülkede cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili olabiliyoruz, ülkenin bütünlüğüne karşı ters bir durum olmadığı sürece siyasi parti kurma kampanya yürütme konusunda hak ve özgürlüklerden faydalanabiliyoruz. Bir Allah’ın kulu bile bir gün olsun bana dönüpte sen Kürtçe konuşamazsın, gelenek ve göreneklerini, idrak edemezsin demiyor. Hatta bazen paylaşımcılığın özünde olan kardeşlik karşıda Kürtçeyi bilmeyen ama kelimede olsa bana bunları öğretimisin dediğinde engel olmadığı için dünyalar benim oluyor. Bir ülkede bütün olduğumuz, dillerimizin farkına bakmaksızın gençlerimizin aile kurmalarına birlikte şahitlikler yapıyoruz. Mal ve mülk edinip miras bırakabiliyor, öldüğümüzde yaşadığımız coğrafyanın topraklarında gömülmüyor muyuz?  İstediğimiz şekilde inancımızın yaşayabiliyor neslimize aktarabiliyoruz.  Ve bunun gibi birçok farklı düşünceler birlikteliğimizin ortaklığı olmalıdır. Bunun için hiç kimseye fırsat vermeyecek şekilde eğri oturup doğrusunu konuşabilen bireyler olabilir huzura, sükûnete, gelişime katkıda bulunabiliriz. Unutmayın dışlarsanız dışlanır kendinizi hor görmeye ve sizler kötü sonuçlar doğurabilecek yanlışlıklara ortak olursunuz. Ayrıcalığımız ırklarınız olmamalı ülkeye topluma kazandırmış olduğunuz ekonomik çalışmalar, akademik çalışmalar, sanayileşme, gençlik, birlik ve beraberlik üzerine olmalıdır. Peygamber Efendimiz hadisinde buyurmuştur.’’

 ‘’Irkçılık uğruna ölende, öldürende bizden değildir’’