Son Dakika Haberler

DUYARSIZLAŞAN TOPLUMUN DUYARSIZ BİREYİ

DUYARSIZLAŞAN TOPLUMUN DUYARSIZ BİREYİ
Okunma : 1.717 Kere okundu Yorum Yap

Aslında duyarsızlığı açıklamaya gerek yok. Çünkü her birimiz biliriz ki duyarsızlaşma; bir duruma karşı tepkisiz, ilgisiz kalmaktır. Yani bir nevi bana neciliktir.

Ben duyarsızlığımızı, bu kavramın belirgin olduğu ahlaki yaşamımızdaki etkisini anlatmak isterim. Evet, ahlaki açıdan baktığımızda feci bir derekeye düşmüş durumda olduğumuzu anlarız.  Dayanağım mı ne?  Son zamanlardaki diziler, dini kanallar ve dizileri hele de reklamları, bireyler arası diyaloglar, giyinişler… Dahası var lakin bunlar özet niteliğindedir.  Ve ben sanal ortamı ve aile içindeki konumunu ele alacağım. Nur suresinin ayetlerinde der ki:  mü’minlere söyle gözlerini sakınsınlar. Başka bir ayetinde: mü’min kadınlara da söyle gözlerini indirsinler(erkeklere bakmasınlar), namuslarını korusunlar. Ziynetlerini saklasınlar. Mü’min erkeklere de söyle gözlerini haramdan sakınsınlar. Mü’minün suresinde ise Rabbimiz der ki: ALLAH gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin gizlediklerini bilir. Rabbimiz bu ve bunun gibi diğer ayetlerde;  harama bakmamamızı, yaklaşmamamızı, haram olan uzuvlarımızı teşhir etmememizi emrediyor. Sadece ayetler değil, Kur’an-ı Kerim’in tefsiri niteliğinde olan hadislerde de:  Bir kadın, başka bir kadını sanki görüyormuş gibi kocasına anlatmasın(Buhari), gözlerin zinası bakmaktır(Buhari), Harama bakmak iblisin zehirli oklarından bir oktur(Hakim-Deylemi) der.  Başka bir hadiste de der ki: öyle bir zaman gelecek ki zina herkesin gözü önünde işlenecek lakin kimse ses çıkarmayacak. Duyarsızlaşma dedim ya işte toplumumuz bu hadis ve ayetler karşısında çok duyarsız kalmakta. Nasıl mı? Şöyle:  Evde-aile ortamında bir kanal açılıyor ve dizide yahut filmde açık bir sahne geçecek oluyor fakat hiçbir aile bireyi tepki göstermiyor, değiştir şunu demiyor. Aksine hep beraber, bir sıkıntı yokmuş gibi, izliyorlar. Anne, baba, çocuklar belki birkaç da komşu… Ne kadar rezalet bir durum…  Bu ayet-hadislerden anlaşıldığına göre o tür sahnelerin izlenmesi zaten haram. Fakat ailelerimiz bu haramı hep beraber, ailecek izliyorlar. Normalde o tür kanallar açıldığında yahut sıkıntılı-çirkin sahneler geldiğinde aile bireyinin “kapatın, değiştirin şu kanalı” demesi gerekiyor lakin ne duyarsızlıktır ki o birey de o sahneyi onunla beraber izliyor bir rahatsızlık duymadan. İşte yazdığım son hadis tam da bu durumu anlatmıyor mu? Ayrıca Buhari değil miydi “gözlerin zinası bakmaktır” diyen. Peki, bizler değil miyiz bu bakışı yapan? Peki aile bireylerimiz değil mi bu durum karısında sessiz kalan-duyarsız kalan??? Mesela ailece izlenen bir program: Ben Bilmem Eşim Bilir. Evet bunu ailece izliyoruz utanmadan sıkılmadan. Bu tür dizi-program-kanallar toplumdaki hayâyı çalmaya çalışan bireyi ahlaki çöküşe götüren, huzurlu yuvalara huzursuzluk katan ve onları yıkan, hayâsız bireyler yetiştirip ileride kurulacak olan yuvaları da şimdiden bozmaya çalışan, ahlaki değerleri çalan sinsi düşmanlardır. Belki bir zamanın Çarkı Feleği şu anın Ben Bilmem Eşim Biliri, daha birçok dizi, program ve kanallar… Bizden hayâyı çalan, bizi ahlaki çöküşe ve dünyevileşmeye sürükleyen sinsi insanlar-diziler-programlar…

Kısacası söylemek istediğim şu: Medyanın bu tür çirkin tuzaklarına karşı sessiz kalıyor-o programları evde ailece izliyoruz, değiştir şunu diyemiyoruz, değiştir şunu diyeni de takmıyoruz. Dediğim gibi bunlar, bizleri yıkmaya çalışan sinsi şeytan uşaklarıdır. Çocuğumuz yahut kardeşimiz bu programları, dizileri açtığında “değiştir şunu diyebilmek” gerekiyor. Sözümüzü dinletemiyorsak da evdeki televizyon ve interneti iptal etmek gerekiyor. Bunu da yapamıyorsak en azından bizim o programları izlemememiz gerekiyor. Peygamberimizin: Bir kötülük gördüğünüzde; onu elinizle düzeltin eğer buna gücünüz yetmezse dilinizle düzeltin eğer buna da gücünüz yetmezse kalbinizde buğzedin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir. Hadisi, Ali İmran suresinin de: İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. Ayeti bize ne yapmamız gerektiğini anlatır…

 

İbrahim Halil Doğan…