” Sağlığımızı korumak için yeterli ve dengeli beslenmeye ramazan ayında da dikkatli bir şekilde devam edilmelidir. Bu yıl da sıcak günlere denk gelen ramazan ayının oruç tutulmayan kısmında en az 3 öğünü tamamlamak gerekmektedir. Sahura kalkmadan veya sahurda sadece su içip yatılan beslenme şekli vücudu ortalama 18 saat aç bırakacaktır. Bu açlık kan şekeri düşüşüne ve halsiz bir vücuda, dolayısıyla verimsiz bir güne sebep olacaktır. Sahurda ağır ve yağlı yemekler yenilmesi de kilo alma riskini artırır. Ağır yemekler yenilip yatıldığında sindirim yavaşlar, besinler daha fazla yağa dönüşür, reflü gibi mide rahatsızlıkları çok sık görülür. Sahura mutlaka kalkılmalı ve doğru besinler tüketilmelidir. Hafif bir kahvaltı (süt, yoğurt, peynir, yumurta, söğüş sebze ve tam tahıllı ekmek) veya çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan hafif bir menü tercih edilebilir. Sahurda kurubaklagil yemeklerinin tüketimi mide boşalmasını geciktirdiği için çok acıkanlar için uygun olabilir ancak miktarına dikkat edilmelidir.

Günlük ihtiyacımızın 2 veya 3 katı besin aldığımız iftar sofralarından doyduktan sonra hemen kalkılmalıdır. Tüm gün açlıktan sonra boş mideye fazla yüklenilmesi çeşitli sindirim sorunları ve rahatsızlıkları beraberinde getirecektir. İftarda yemeği hızlı yemekten kaçınılmalı, yavaş ve çiğneyerek tüketimine özen gösterilmelidir. Oruç; hurma, peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklarla açılmalı, ardından soğuk ve yoğurtlu çorbalar tüketilmelidir. Sindirime zaman tanıyarak 15 dakika sonra ana yemeğe geçilmelidir. İftarda kızartma ve yağlı besinler yerine ızgara, haşlama, buğulama yöntemleri kullanılarak pişirilmiş hafif yemekler tercih edilmelidir. Bir miktar etli sebze yemeği veya ızgara et ve zeytinyağlı sebze yemeği ile beraber yoğurt veya ayran tercih edilmelidir. Tatlı yenmek isteniyorsa aşırı şerbetli, ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tercih edilmelidir. Ek olarak kabızlığı önlemek için lif oranı yüksek yiyecekler (kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde taze ve kuru meyveler, hoşaf ve kompostolar, ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler tercih edilebilir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da sıvı tüketimidir. Havaların birdenbire ısınmasıyla vücutta su ve mineral kaybı artmaktadır. Bu nedenle susama hissi olmasa bile bol sıvı tüketimi çok önemlidir. Terleme ile çok sıvı kaybettiğimiz yaz aylarında suya ek olarak kafein içeren içecekler yerine süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve suları ve bitki çayları tercih edilebilir. Sahurda tüketilecek fazla tuzlu ve baharatlı besinler de susuzluğumuzu arttıracağından bu besinlerden de uzak durulmalıdır. Ayrıca sıcak havalarda besinlerin bozulma riski artmakta ve besin kaynaklı zehirlenmeler sık görülmektedir. Besin zehirlenmeleriyle karşılaşmamak için özellikle dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı; et, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı protein içeren gıdalar uygun sıcaklıkta muhafaza edilmeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir. Yine yaz aylarında bebek ve çocuklarda yaygın olarak görülen yaz ishallerinin önlenmesinde el temizliği ile sebze ve meyveleri yemeden önce iyice yıkamak çok önemli olup, ishali olanlar en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

Ramazan ayı boyunca kilo almamak, formda kalmak ve sağlıklı beslenmek için mutlaka sahura kalkın, iftardan 1-2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapın, hareketliliğinizi arttırın, azar azar ve sık sık beslenmeye çalışın, besinlerinizi sağlıklı yöntemlerle pişirin ve bol sıvı alın”dedi.