Son Dakika Haberler

19.YY’DA DUT ÜRETİMİ VE DEĞERİ

19.YY’DA DUT ÜRETİMİ VE DEĞERİ
Okunma : 2.182 Kere okundu 1 Yorum

19.yy’da Dut üretimi ve değeri;

 

‘‘Dut meyvesinin İç ve dış piyasada keşfi,Tut’un iç ve dış dünyada keşfi demektir.M.Arslantas.’’

Dut ayıklayan kadınlar;Fatma Ertürk,Gültan Ertürk/Fotoğraf/Mahmut Arslantaş

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘‘Hiçbirşeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar ORKAN VELİ KANIK’’

 

Birkez daha Tut yaprağı gibi titredim,sevindim Tut’a 100 bin dut fidanı dikilmeye başlanmış,üzüldüm hepisi ital !sevindim Dut çalıştayı yapılacakmış(Kadir.Dursun)

Emeği geçenlerin emeğine 100 bin dut fidanının yetişmiş,dut meyvesi kadar teşekürler olsun.

İlçemize adını vermiş, Dut meyvesinin asırlar boyu bölgemizde bolca bulunduğu ve çeşitli gıda maddesi olarak yetiştirilip tüketildiği bilinmekle beraber günümüzde değer bakımından zirve yaparak yetiştirilip üretimi sürdürlmektedir.

‘’Hiç birzaman para etmedi dünyada suanda ettigi kadar’’

Dut ve Dut pekmezi tüketimi,  iç ve dış piyasa da 19.yy.da işlem gördüğü ancak parasal kıymet etmediği ve günümüze kadar da meyve olarak kıymetni korusada   ticari meta olarak değerlenmediği belgelerden anlaşılmaktadır.19.yy.ki fiyatlarıyla  karşılaştırmamın nedeni Tut için altın dağerindaki Dut’un hayati önemi olduğu içindir.  Dut meyvesinin İç ve dış piyasada keşfi,Tut’un iç ve dış dünyada keşfi demektir.

19.yy.Malatya Sancakğı  içerisinde genel fiyatları olmasına ragmen Tut nahiyesi de Malatya  idari sınırlar içinde olduğundan Tut’a uyarlamak mümkün. Hem iç hem de dış piyasada ticarete konu olan  kurudut ve dutpekmezi Malatya sancağının il yıllığında sancak dahilinde üretilen ürünlerin çeşitleri, arasında bulunan dut ve dutpekmezi fiyatları şöyledir

KuruDut;

Kuru dut’un degeri iç piyasada 2000 kıyye dış piyasada 3000 kıyye  ticareti yapılmış,İç ve dış piyasa toplam 5000 kıyye’dir.Kuruş olarak değeri ise hem iç hemde dış piyasada 1 kuruştur.

Eger Tut’Nahiyesini göz önüne alırsak dış piyasada tüketilen kurudut hayvanlar üzerinde çerçiler aracılığıyla komşu yerlere taşındığı tahmini zor olmayacaktır.

Dutpekmezi;

İç ve dış piyasada 10.000 –toplam  10.000-kıyye Kuruş olarak degeri ise  2 – kruş dış pazarda tüketilmediği,toplam degeri 20.000 –kruştur.

sene 1292/1875,

Kayıtlar yukarıdaki rakamları söylesede diger bir Mahkeme kayıdında Besni’nın Şinikci köyünde Hacıhüseyin oğlu Hacıhüseyin Yusufun karısına ve çocuklarına  varis paylaşıımında 20 batman pekmez bıraktığı Değerinin 80 kr. ettiği yazılı buna göre ise pekmezin degerinin 1,5 kr. ettiğini anlıyoruz.

Diğer bir kayıtda Tut köyünden İbrahimin oğlu Hüseyinin HanımıFatmaya çocukları Emrullah,Mustafa ve Hüseyin’ne bırakmış olduğu 10 batman pekmezin 40 kr.degeri olduğu,velhasıl Tutdaki değerininde 1,5kr.karşılığı olduğu anlaşılmaktadır.  

Bu son iki örnekde görüldüğü üzere Malatya bölgesini biraz daha lokalleştirince, Besni ve Tut’da Pekmez değerinin iç pazar fiyatının 1,5 kr.olduğunu sapıyoruz,diğer bir deyişle dış piyasa fiyatının 2 kr olduğunu tahmin edebiliriz.

Dutpekmezinin bölgemizde az tüketilmesinin diğer bir nedeni,üzüm pekmezinin yaygın olmasından kaynaklanmaktadır.Tarım ürünlerinin tamamına yakını sadece iç piyasada tüketilmesinin diger bir anlamı ise kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşıladığını,küçük bir kısmını teşkil eden ihtiyaç fazlasının ise çerçiler aracılığyla dış pazara gittiği anlamını çıkarabiliriz.

Resm-i Şıra adı verilen vergi, kanunnamelerde “Pekmez Öşrü” diye

geçmektedir. Bu vergi de bölge ve zamana göre %10’dan az, % 50’den fazlaolmamak üzere alınmıştır.

 

Günümüz ölçülerüyle;

Dutkurusu=

2564ton  iç + 3846 ton dış=5410 ton X 1kr=541 tl.

Dutpekmezi=

12820 ton X 2kr=25640 kr=2564 tl.

Vergi oranları ise %8 ile%18 arsında değişmektedir.

16.yy.şira-i bağat ve eşcar-ı saire başlığı altında alınan vargiler varki,dutpekmezi öşürünü bire bir olarak ifade etmesede bağ ve bahceden yapılan şire,genel şıra ifadesinin kullanılması ihtimaldirki dutpekmezinide kapsamaktadır.Örnek Meryemuşağı  köyü alınan şıra vergisi 200 akca,Sallakköyü 3000 akca,Havutlu 1000 akca,Tut 3200 akca,Bayıl 600 akca,Hüs 1654 akca,Şovak 961,Enişdere 100 akca alınan vergilerden anlaşılacağı gibi Tut bölgesinin geçmiş de ve gelecekte önemli bir şıra üretim merkezi olduğudur ve olacağıdır.

Daha düne kadar alıp satmanın bir ayıp sayıldığı terbiye ve kültürünü yaşayan Tut.Günümüzde de geçmişten pek farklı değil,halada malımı satarsam kim ne der kaygısını taşımaktadır.

Günümüz Tut’da da ticaretin hala yeterince geliştiğini söylemek mümkün değildir.Malların tükedici ile buluştuğu pazarlar,Tut’da birtür sosyal dayanışma olan öncüt alıp vermeye dayandığı için ticari gelişmişliği engellemiştir.Ancak, mevcut tarım ağırlıklı potansiyeli ve son yıllarda meyvecilikte  gösterdiği performans ile tarımsal ürün çeşit ve verimliliğinde beklenen artışların gelecekte ticari hayatı olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir.Geçim kaynağının tamamı hayvancılığa ve tarıma dayalı,Tut’u diğer komşu bölgelerden ayırı tutan en büyük özelliği bahçeciliğin ve seracılığın iklim ve göksu deltası  fermentasyon’u ve bol su kaynaklarıdır. Kendi geçimini kendisi karşılayabilen ender yerlerden birisidir Tut.

Günümüzde Tut ve yöresinde tütün, pamuk, küncü(Susam)gibi sanayi bitkileri    nohut, kırmızı mercimek,küşne  gibi baklagiller,bağcılık  çoktan üretimi terk edilmiş,buğday, arpa,  gibi temel ihtiyacı karşılayan  tahıllar,üzüm, elma, armut, incir gibi meyveler ve antepfıstığı Soğan,sarmısak,turfanda bosdan mahsülleri ilçenin başlıca ürünleridir.

Tut ilçesinde ve bölgesinde,hayvanlara yem olarak verildiği zamanlarda asırlık ceviz ve dut ağaçları kereste olarak tücarlara  yok parasına satılması,Pazar bulamayışı yaylacılığıda beraber baltalamıştır.. 19 yy’da bir kereste ağacının 10kr.dan satıldığı  belgelerden anlaşıldığı üzer 150 yıl önceki fiyatlarıyla bu günkü değerinden farklı degildi.Hal böyleyken Tut ve bölgesinde zaman zaman kuraklık,sel,dolu,don,çekirge istilaları gibi dogal afetlerden dolayı kıtlık baş göstermş.bu felaketlerde dahi kendi kendisini dut kurusu gibi ürünlerle idame ettirdği gibi çevresindeki akrabalarınada yardımda bulunmuştur.(Bayramağanın Şam’daki akrabalarına yardımı.)

Taaki 2013-14 yılının yaz mevsimine kadar hep aynı yazgıyı paylaştı,bu tarihten itibaren bir dönüm noktasına gelmiştir.

Öyleyse fırsatı iyi kıymetlendirmek,örgütlenip,markalaşarak kaliteden ödün vermeden  ve diğer taraftan halkın spekülasyonlar tarafından aldatılmasını önlemek, 2014 üretim yılı satışında ki olumsuz tekelleşme teşebüslerininde  önünü kesmek gerekmektedir.Diğer taraftan yeni  dutluklar kurulmasını teşvik ederken, tek gıda madesi dut yaprağı olan,ticari getirisi yüksek  ipekböcekliliği üretimine mutlaka başlanması, global piyasaya açılıp ulusal ve uluslar arası gıda fuarlarına katılıp ürün çeşitliliğini artırmak önceliğimiz olmalıdır.

 

Eğer Tut;Dut üretim üsü olacaksa dört tarafı mamur,her yönüyle sözsahibi olalmak istiyorsa, sadece ürün satışında değil fidan yetiştiriliciği çifliklerinin kurulmasından  başlayıp dışa bağımlılıkdan kurtulmalıdırki,diğer tarım tohumlarında olduğu gibi İsrail yada Hollanda’ya bağımlı kalmayalım dahsı  dutfidanı alımında Şambayat’a muhtaç olmayalım.

Birkez daha Tutyaprağı gibi titredim sevindim Tut’a 100 bin dut fidanı dikilmeye başlanmış,üzüldüm hepisi ital !

Emeği geçenlerin emeğine 100 bin dut fidanının yetişmiş,dut meyvesi kadar teşekürler olsun.

 

 

 

 

Mahmut Arslantaş/26/12/2014/Bocholt

 

YORUMLAR (1)

  1. süleyman solak diyorki:

    KALEMİNİZ KAVİ OLSUN MÜKEMMEL ELE ALINMIŞ ARAŞTIRMA YAPILMIŞ BİR YAZI.