Son Dakika Haberler

TOPLUMSAL DİNDARLIKTAN BİREYSEL DİNDARLIĞA

TOPLUMSAL DİNDARLIKTAN BİREYSEL DİNDARLIĞA
Okunma : 1.734 Kere okundu Yorum Yap

Toplumsal dindarlık; teknolojinin, medyanın, paranın kısacası maddeciliğin günümüz seviyesinde olmadığı dönemlerdeki atalarımızın yaşamış olduğu yani topluca yaşanan dindarlık. Bireysel dindarlık ise; bir önceki dindarlık türünde belirtmiş olduğum gelişmelerin doruğa ulaştığı, gençlerin hatta çocukların dahi teknoloji ve medyaya bel bağladığı, onu adeta olmazsa olmazı saydığı bir dönemde yaşanan dindarlık. Şunu da ifade edeyim ki: Din sadece oruç, namaz, K. Kerim okumak, bir fakire birkaç kuruş sadaka vermekten ibaret değildir. Din: Güzel ahlakı, edebi ve K. Kerim i de yaşamaktır.

İşte toplumun bu tür sanallara duçar kalması ve ebeveynlerin de bu tür tehlikelere göz yumması toplumumuzun bireyselliğe yani -deyim yerindeyse- kendi kabuğuna çekilmesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla bu bireysellik, dini yaşantıyı da tetiklemektedir.  Zaten günümüz sosyal ve din yaşamına şöyle bir göz atılırsa çok aşikar bir şekilde görülecektir ki: Bireyler arası diyalog azalmış, dini vecibeler yerine getirilmiyor, bu görevleri yerine getirenler ise bunu bireysel olarak yapıyor, saygı ve sevgi unutulmuş, ahlak ve edep ise ayaklar altına alınmış durumda. Aynı zamanda gencimiz; okuma-yazmaktan, araştırmaktan, sorgulamaktan, emek vermekten ve en önemlisi maddi-manevi bilgi, beceri ve güçten yoksun kalmaktadır. Ne acıdır ki çoğu ebeveyn de bunu görememekte, görenler söz dinletememekte. Çünkü bu gencin ebeveyni sanal ortam olmuştur. Gelişime, ilerlemeye karşıt görüş oluşturmak değil amacım bilakis bu yönde olsun isterim herkes. Çünkü K. Kerim ve birçok hadis de insanı araştırmaya, sorgulamaya, incelemeye yani ilerlemeye teşvik etmektedir fakat ilerlemekle birlikte güzel ahlaka, saygıya, edebe ve kulluğa da teşvik etmektedir.

Özet olarak açıklamak gerekirse: Her daim ilerlemek-gelişmek gerekir lakin ahlak,  edep, saygı, ilim ve kulluk bilinci dâhilinde önde olmak gerekir. Değişmekte olan dünyamızın değişen, Batı deyimiyle modern bireyi atasından almış olduğu hemen hemen her şeye yeni bir yaklaşım ve yaşam biçimi oluşturmuştur. Oluşturulan bu yeni yaşam tarzı hayatın birçok alanında özellikle de konum olan dini olgu ve ibadetlerde birçok olumsuzluk oluşturmaktadır. Batı dünyası yaşanan bu durumu sekülerleşme yani bizdeki dünyevileşme olarak adlandırmaktadır…

İbrahim Halil Doğan…