Son Dakika Haberler

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN
Okunma : 1.672 Kere okundu Yorum Yap

Mehmet abiye bir e-mail göndererek bayramını kutlamıştım.  Sağ olsun o da cevaben bir e-mail atmış ve “Bizler bayramları pek yaşayamıyoruz. Bunun da yurtdışı koşullarından kaynaklandığını sanıyoruz. Yoksa orada da mı eski bayramlar yok?” diye soruyor. Şimdi pek bulunmuyor ama bulabilsem de Mehmet abiye eskiden olduğu gibi bir kartpostal göndererek bayramını kutlasaydım yine bu soruyu sorar mıydı bilmiyorum.

Eskiden bayramdan bir hafta önce başlardık kartpostal almaya. Ben mümkün olduğunca gönderdiğim kişiler “falancaya güzel göndermiş de bana çirkin göndermiş” demesinler diye herkese aynı kartpostaldan almaya çalışırdım. Bana da çok güzel kartpostallar gelirdi onları özenle biriktirip saklardım. Bazı kimseler de kartpostal veya posta pulu koleksiyonu yapardı. Teknoloji geliştikçe bu kartpostal işi de sıradanlaşmaya başladı o güzelim kartpostallar gitti yerini küçük, resimsiz ve de sevimsiz matbua kartları aldı. Herkes tanısın tanımasın bulduğu her adrese kart göndermeye başladı. Zamanla eş dosttan çok banka ve mağazalar ile siyasilerden kart almaya başladık. Kısacası iş maneviyattan çıkıp maddiyata ve duygu sömürüsüne kaydı. Cep telefonu ve internetin icadıyla kart işi de tarih oldu gitti. Şimdi bilgisayarınızda veya cep telefonunuzda kayıtlı bütün adreslere bir tuşla hazır bir mesajı gönderip herkesin bayramını kutlayabiliyorsunuz. Ne bir özen ne bir duygu yoğunluğu, sokaktaki tabelaları okumaktan farksız bir durumla karşı karşıyayız. Fakat öyle ya da böyle yine de hatırlanmak güzel şey. Zaman uzay çağı alışacağız başka çare yok.

Şöyle etrafıma bakınca görüyorum ki bizim kuşak ve (1964 doğumlular) bizden öncekiler hep eski bayramları özlüyor. Eski dediysem öyle 3-5 yıl önceki değil daha da eski taa çocukluk yıllarımızım bayramlarını. Öyle sanıyorum ki kimse 20’li ya da 30’lu yaşlarındaki bayramlarını hatırlamıyordur. İlle de çocukluk bayramlarımız, o zamanlar çocuklar için bayram; bir ayakkabı, bir gömlek, bir pantolon, bir ceket ya da bir oyuncak veya (tadı hala damağımızda) bir kâğıtlı şeker, lokum, sütlaç, baklava, irisinden deve dişi bir nar ya da çeşitli renklerde kınalı şekerdi. O zamanlar bayram günlerinde bütün çocuklar en güzel giyeceklerini giyerek uzak yakın demeden köyün bütün evlerini gezerlerdi. Ellerinde poşetler kınalı şeker toplarlardı, arada bir kâğıtlı şeker veren olursa katmerli bir bayram olurdu onlar için. Büyükler için bayram ise; çocukların bu coşku ve heyecanına ortak olmak onların sevindiğini görmek,  bir yoksula veya muhtaca yardım etmek, kendinden büyük yakınlarını ziyaret ederek onlara önemsendiklerini hissettirmek ve eş dost, akraba ziyaretleriyle önemsendiğini hissetmekti.

Peki, şimdi bayramlar nasıl geçiyor? Edindiğim izlenime göre bayramların eski havası yok gibi. Bunun başta ekonomik olmak üzere birçok nedeni olabilir. Ekonomiyi bir yana bırakırsak bunlardan ilk aklıma geleni manevi duyguların yozlaşması diyebilirim. Eskiden ibadet te kabahat da gizli yapılırdı. Ama günümüzde ibadet aleni yapılmak suretiyle ticaret ve siyasetin girdisi haline getirildi. Bayramlarda ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımlar tv ve gazetelerden reklam edilerek siyasi rant elde edilmeye başlandı. Bayram günleri akraba, eş-dost ziyareti yerine tatil kaçamağı haline geldi.

Bayramın en büyük neşesi çocuklar artık şeker toplamaya çıkmıyor çünkü artık anne-babalar şeker toplamak isteyen çocuğuna, “çocuğum sen dilenci misin, bak evimizde bir sürü şeker var, gitme bir yere”  diye engel olurken, günümüz bayramları ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaparlar; “ya bu bayram da pek sönük geçiyor, eskiden hiç olmazsa çocuklar şeker toplardı şimdi onlar da yok!!!”

Ayrıca, bayramlara alternatif olacak o kadar özel gün var ki artık çocuklar için; doğum günü, okuma bayramı, sene sonu şenliği (okullarda), mezuniyet töreni gibi günler daha bi önem kazanmaya başladı. En güzel hediyeler ve en özel hazırlıklar bu günler için yapılmaya başlandı. Büyükler için de durum farklı değil hani; anneler günü, babalar günü, öğretmenler günü, yaşlılar günü, kadınlar günü, sevgililer günü, yeni yıl kutlaması v.b. Ayrıca bir de önemli haftalar var ki isterseniz onları saymayım. İşte bu özel günler reklam bombardımanı altında öyle yaşanmaya başlandı ki bayramlar bunların yanında sönük kalmaya başladı. Bir doğum günü için bayramlardan daha çok hazırlık yapılıyor artık; pastalar, hediyeler, davetler için günler öncesinden başlanıyor hazırlıklara. Ya anneler günü, artık anneler gününde annesini aramayan ya da hediye almayan var mı? ya sevgililer günü…?

Bu özel günler bayramlar eski tadında yapılmasın diye kasıtlı olarak mı icat edildi derseniz tabi ki hayır, bütün bunlar tüketim toplumu olmanın kaçınılmaz etkinlikleri, yaşam biçimimiz değiştikçe kültürümüz de geleneklerimiz de değişmeye devam edecek.

Sonuç olarak günümüzde ne çocuklar ne de büyükler özlemini duydukları etkinlikler için bayramları beklemiyorlar, bunları etkinliğin içeriğine uygun bir günde yerine getiriyorlar.

Bende hoş anılar bırakan eski bayramları bize yaşatanlara şükranlarımı sunarken, bizden sonraki kuşakların da bu güzel anları yaşamalarını isterdim. Hiçbir özel günün bayram sevinci ve neşesini veremeyeceğini düşünüyorum. Bayramları eskiden olduğu gibi önemli kılmak bizim elimizde bu bayramı es geçtiyseniz üzülmeyin çok değil 9 ay sonra bir bayram daha var.   Şeker Bayramınız şimdiden mübarek olsun.

 

Nevzat KIZKIN

Kasım 2005

nkizkin@hotmail.com

 

Not : Eylül 2015 te tekrar düzenlenmiştir.